Suriye’nin güneyinde, özellikle Dürzi topluluğu arasında, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun son açıklamalarına yönelik yükselen bir tepki söz konusu. Dürzi liderler, Netanyahu’nun bölgedeki etnik yapıyı hedef alan ifadelerini kınayarak, bu durumun Suriye’deki mevcut gerginliğin daha da tırmanmasına yol açabileceği uyarısında bulundu. Dürzi toplumu, yıllardır Suriye içindeki karmaşık güç dinamikleri içerisinde hassas bir konumda bulunuyor ve bu durum Netanyahu’nun son sözleri ile yeni bir boyut kazandı.
Geçtiğimiz günlerde Netanyahu, Suriye’nin Dürzi nüfusunu hedef alan bazı ifadeler kullanarak, Dürzi topluluğunun siyasi duruşunu sorguladı. Bu durum, Dürzi liderler arasında geniş bir rahatsızlığa yol açtı. Söz konusu liderler, Netanyahu'ya yanıt olarak, “Bölgedeki etnik grupları birbirine düşürmek isteyen açıklamalar, yalnızca barışı ve istikrarı tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğüne de zarar verir” şeklinde görüş bildirdiler. Dürzi toplumunun liderlerinden biri, bu tür söylemlerin Suriye’nin mevcut şartlarını daha da karmaşık hale getirdiğini belirterek, “Suriye’de zaten yeterince sorun var. Bir başka cephe açmanın kimseye faydası yok” ifadelerini kullandı.
Dürziler, tarihsel olarak bağımsız bir siyasi duruş sergilemiş olmalarına rağmen, Suriye’nin iç savaşından bu yana çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle iç savaş sırasında Dürzi toplumu, hem rejimle hem de muhalefetle ilişkilerini dengede tutmaya çalışmış, daha az temasta kaldıkları gruplar arasında Suriye’deki Dürzi kimliğini koruma mücadelesi vermiştir. Ancak Netanyahu'nun sonuncusu, Dürzilerin kendilerine yönelik bu tarz bir durumu kabullenmeyecekleri anlamına geliyor.
Netanyahu’nun açıklamalarının, bölgedeki Dürzi topluluğu üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise belirsizliğini koruyor. Suriye’deki iç savaşın seyrine etkisi olan Dürzilerin, genellikle kontrolü elden bırakma konusunda temkinli bir yaklaşım benimsediklerini unutmamak gerekir. Bu durum, Netanyahu’ya karşı olan tepkilerin, düşmanca bir harekete dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.
Analistler, Netanyahu'nun bu söylemlerinin sadece Dürzi toplumunu değil, genel olarak Suriye’nin güneyindeki tüm etnik ve dini grupları etkileyebileceği konusunda uyarıldığını ifade ediyor. “Bu tür açıklamalar, sadece Dürzi toplumu için değil, bölgedeki tüm gruplar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Etnik ve mezhepsel gerilimleri artırmak, barış ve istikrar arayışlarını geriye götürür,” diyen bir analist, mevcut durumu değerlendirdi.
Sonuç olarak, Suriye'deki Dürzi toplumunun Netanyahu'ya karşı seslendiği bu tepkiler, bölgedeki gerginliğin tırmanmasına sebep olabilir. Bu, aynı zamanda Dürzi toplumu için uzun vadeli bir strateji geliştirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Sadece Netanyahu'nun değil, aynı zamanda diğer bölgesel güçlerin de Dürzilere karşı tutumları ve eylemleri, Suriye’nin geleceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacaktır. Suriye halkı daha fazla bölünme ve çatışma istemiyor. Dolayısıyla, bu tür gerilimi artıran açıklamalar, yalnızca o an için değil, uzun vadede tüm bölge için zararlıdır.