Emekli olmalarından sonra farklı bir yaşam tarzına geçiş yapan birçok kişi, yeni hobiler edinmekte veya iş fırsatları yaratmaktadır. Ancak Sıtkı Tuncer, emekliliği sadece bir dinlenme süreci olarak görmeyip, tarım sektöründe yenilikçi bir adım atarak pitaya (dragon fruit) üretimine yöneldi. Kilosu 200 TL'den satılan bu özel meyve, hem sağlıklı hem de pazarda dikkat çeken bir ürün olarak yerini alıyor.
Pitaya, Asya kökenli ve tropikal iklimlerde yetişen bir meyve türüdür. Görünümüyle oldukça ilgi çekici olan pitaya, dışındaki parlak pembe veya sarı kabuğu ve içindeki beyaz veya kırmızı, küçük siyah çekirdekleri ile dikkat çeker. Üstelik sağlığa faydaları da oldukça fazladır. C vitamini, antioksidanlar ve lif bakımından zengin olan pitaya, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olurken, sindirim sistemini de düzenler. Gül gibi bahar çiçeğini andıran bu meyve, lezzeti ve besleyici özellikleri sayesinde son yıllarda popülaritesini artırmıştır.
Tuncer, bu meyvenin Türkiye'deki üretiminde önemli bir aldığına dikkat çekerek, "Tropikal iklimlerde yetişmesi gereken bir meyve olarak bilinse de, doğru bakım ve koşullarla ülkemizde de yetiştirilebiliyor," diyor. Tuncer’in tarım alanındaki tecrübesi ve sevgisi, pitaya üretimini karlı bir iş modeline dönüştürmüş durumda.
Sıtkı Tuncer’in pitaya üretimine yönelmesi, hem kendi hayatına hem de çevresindeki insanlara ilham oldu. Üretime başladığı sırada karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların ona kattıklarını şöyle anlatıyor: "Emeklilik döneminin başlangıcında, her şeyin monotonlaşmasından endişeleniyordum. Ancak yeni bir girişim fikri beni heyecanlandırdı. Öğrendiklerimle yeni bir kariyer edindim." Tuncer, meyve bahçesi kurarak pitaya yetiştirmek için öncelikle uygun iklim koşullarını sağlamaya özen göstermiş. Bunu yaparken tarıma olan tutkusunu da işine yansıtırken, bu alandaki yatırımlarıyla çevresine de istihdam sağlamayı başarmış.
Pitaya, son derece narin bir bitki olduğundan, dikkatli bir bakım ve sulama gerektiriyor. Tuncer, tam olarak bu süreçteki sabrını ve azmini iş süreçlerine yansıtıyor. Aylık gelirinin önemli bir kısmını bu meyveden elde ettiğini belirten Tuncer, “Bugünlerde biraz sabırla bahçeme çok yoğun bir emek verdim. Şimdi ise gözle görülür bir başarı yakaladım ve çiftliğimde her gün yeni meyvelerin olgunlaşmasını görmek benim için büyük bir mutluluk,” diyor.
Sonuç olarak, emekliliğini sadece bir dinlenme dönemi olarak gören Sıtkı Tuncer, pitaya üretimi ile hem kendisi hem de çevresi için yeni bir fırsat kapısı açmış durumda. Ürünlerini yerel pazarlar ve online satış kanalları üzerinden ulaştıran Tuncer, aynı zamanda pitaya hakkında yerel halka bilgi vererek bu meyvenin yaygınlaşmasına da katkı sağlamaktadır. Bu süreç hem kendi ekonomik olarak bağımsızlığını pekiştirmiş hem de diğer emeklilere ilham vermiştir.
Türkiye'de tropikal meyve yetiştiriciliği yeni bir dönem başlattığının altını çizen Tuncer, daha çok insanın tarımın bir kariyer alanı olabileceğini gösterdiğini vurguluyor. “Meyve bahçemle birlikte hayatımda büyük bir dönüşüm yaşadım. Şimdi doğanın sunduğu bu güzel meyveleri tanıtarak, insanlara hem sağlık hem de ekonomik kazanç sunabiliyorum,” diyor. Bu hikaye, kendi potansiyelini keşfeden insanların önünde bir örnek teşkil etmekte ve tarıma yeni bir soluk getirmektedir.
Sıtkı Tuncer’in başarısı, tarım sektöründe emeklilerin potansiyelinin sadece bir başlangıç olduğunu, aynı zamanda yenilikçi fikirlerin nasıl hayata geçirilebileceğini de gösteriyor. Pitaya meyvesinin yükselen popülaritesi ile birlikte, Tuncer gibi yeni girişimcileri de sektörün içine çekmesi muhtemeldir. Bu nedenle, tarımın geleceği için umut vaat eden projeler sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de ilgi görebilir
Tuncer, diğer üreticilere, “Öncelikle sevgi ve azimle başladığımız her işte başarıyı yakalayabiliriz,” diyerek, kendi yolculuğunu gelecekteki nesillere örnek göstermeye devam etmektedir.